Futbol çoğumuzun dünyası... Futbolu
seviyoruz ve bir sporsever olarak dünyasında bulunduğumuzda çok
farklı tatlar alabiliyoruz...
Futbolla ilgili şeyler de aynı
şekilde ilgimizi sık sık çeker... Örneğin bir film... 'Dar
Alanda Kısa Paslaşmalar' isimli film bunlardan biriydi. Bir takımın
etrafında amatör ruhla yaşananların konu alındığı bu film
benle beraber birçok kişinin o dönem fazlasıyla hoşuna
gitmişti...
Futbolu amatör ruhuyla yaşamak...
Büyük kulüp taraftarı, çalışanı veya yakını olunca bu biraz
zor oluyor. İşin içine giren profesyonellik an geliyor çeşitli
hesaplaşmaları da gündeme getirebiliyor ve işin tadı
kaçıveriyor...
Her zaman futbolun amatör ruhu beni
kendine hayran bırakmıştır. Bir grup insanın sırf başarı için
biraraya gelip zor şartlarda verdiği mücadele bana göre çok
anlamlıdır...
Ben bu heyecanı son dönemde
Kartalspor'la yaşıyorum. Başkanlığına gelen sevdiğim bir
ağabeyim, Hamza Tozkoparan'ın göreve soyunmasıyla Kartalspor'u
yakından takibe başladım. Başta ekonomik olmak üzere yaşadıkları
zorlukları yakından görüyorum. Ama gerçekten Kartallı bir
başkanın göreve gelişi takımı farklı duygularla kenetlemiş
gözüküyor. Belki başarı olarak hedefler çok büyük değil
ancak herkes yine de başarılı olmayı fazlasıyla arzuladığını
sergiliyor.
Nedeni basit... Bulunduğu ligin tek
İstanbul temsilcisi olan Kartal mütevazi bir ilçe takımı.
Volkan, Egemen, Olcan gibi ciddi yıldızlar Kartal yapısından Türk
futboluna kazandırıldı. Kartal ilçesinde takımı seven bir kesim
var. Altyapının genişliği (Bu arada geçen sezon A2 takımının
şampiyon olduğunu hatırlatalım) kulübün aile bireylerini de
genişletiyor. Sonuçta ortaya sevimli, amatör ruhlu bir takım
çıkıyor. Evet, Kartalspor profesyonel bir kulüp ama mücadelesini
amatör ruhla yapmanın sempatikliğini sergiliyor. Statı,
seyircisi, bütünlüğü bunların başlıca olumlu etkileri...
Kampını, bazı hazırlık maçlarını
izlediğim Kartalspor'un ligdeki ilk maçı olan Göztepe
karşılaşması için tribündekilerden biriydim. Açıkcası
Kartallı başkan Hamza Tozkoparan, Kartallı hoca Besim Durmuş ve
Kartallı çalışanların yoğunluğuyla ortaya çıkan heyecan maça
da fazlasıyla yansıdı. Zordur o ligde devreyi 1-0 yenik kapatıp
maçı döndürmek. Bunu başardılar. 16.00'da başlatılan maçta
mücadele 36 derece altında oynandı. Ve en önemlisi o lige oranla
gerçekten keyif alınan bir oyun vardı. Heyecan fazlasıyla
yaşandı. Hele son 10 dakika içerisinde karşılaşma 2 tarafa
gitti geldi. Sonuçta Kartal kazandı. O sıcakta kalkıp İzmir'den
gelen Göztepe'nin takımına aşık seyircisi için üzülmemek elde
değil ama bunun adı futbol, 2 taraf birden kazanamıyor...
Beni düşündüren ise Kartal
tribünleri oldu...
Hamza Tozkoparan'ın başkan olması
futbol dünyasından ciddi isimleri bir süredir Kartalspor etrafında
topluyor. Destek için yine vardılar. Ama asıl olması gereken
Kartal'ın mülki amirlerinden çoğunluğunun maça gelmediğini
gözlemledim. Sorduğumda bir tek belediye başkanının tribünde
yer aldığını şaşırarak öğrendim. Diğer isimler yeni
dönemimde Kartalspor'u sezonun ilk maçında yalnız
bırakmışlardı... ...
Tribünlerde de ciddi boşluklar
vardı... Bir grup taraftar 90 dakika takımlarına destek verdiler
ama açılmasına gerek bile görülmemiş tribünler görüldü. Tüm
bunlar İstanbul'un en önemli ilçelerinden biri olan Kartal'a
yakışmadı...
Artık Kartal'ın bir hedef için yola
çıkmış, futbol dünyasının önemli isimlerinin desteklediği ve
yönetiminde de ciddi isimlerin yer aldığı bir ekibi var...
Kartallıya yakışan, bu takımı desteklemeyi görev edinmek
olmalı...
Alt liglerde bir söylem vardır...
Seyirciyi tribüne çekmenin tek yolu ya şampiyonluğa oynamaktan ya
da kümede kalmaya mücadele etmekten geçer diye... Buna gerek
kalmadan sezon başından itibaren Kartallı, ilçesinin merkezindeki
statında takımını desteklemeye soyunmalı...
Takıma destek verenleri saygıyla
karşılıyorum... Ama bir kimlik de kazanmak da şık olur.... Bir
marş bestelenebilir... Bir slogan yaratılabilir... Bir sosyal
hareket ayarlanılabilir... 90 dakika davul gürültüsü ve bildik
tezahüratlarla klasik bir görüntüden çıkmak o takıma kimlik
kazandırır, hedef sağlar...Bu da bu Kartal'a yakışır...
İlk maç futbolseverler için o
sıcakta fazlasıyla keyif vericiydi... Siz de karşılıksız
futbolseverlerdenseniz Kartal'ı bir takibe alın derim...
Ve Kartallılardan da ailecek
takımlarının yanındaki yerlerini bir an önce almalarını
bekliyorum... İnanın kulübün şu anki ruhu bunu hakediyor...