Futbolu sevmenin yanı sıra aklımın ermeye başladığı
yıllardı. Maçtan maça koşuyordum. Elbette önemli olan şampiyonluklar görmekti,
ezeli rakipleri yenmekti. Ancak o ilk yıllarımda bir Beşiktaş gerçeği vardı…
Herkesin aşmakta zorlandığı, çoğu zaman da aşamadığı. Beşiktaş’ın efsane
dönemiydi. Zaten o yıllarda sporda nefret diye bir şey yoktu ama Beşiktaş’a aynı zamanda kimse de kızamıyordu. Kolej
takımıydı, efsane kadroydu 80’lerde, 90’larda Siyah Beyazlılar… Ve tepelerinde
bir isim vardı, bir abide… Süleyman Seba…
Dönemin olanaklarıyla Seba döneminin olanaklarını
karşılaştıran bu işten anlamıyor demektir. O dönem saha dışında da Beşiktaş’ı
büyüten hamleleri yapıp kulübünü her yönden zenginleştiriyordu Süleyman Seba.
Kıskanmamak elde değildi o zamanlar. Ama o adamı sevmemek de…
Tuhaf tontonlukta biriydi. Benim kuşağımda kim olursa olsun,
Beşiktaş dışında başka bir takımı tutanlar, kendi takımları olmaması durumunda
Beşiktaş’ı onun yüzünden seçmeye hazırdı. Ben dahil. Fenerbahçe olmasa ben de
Beşiktaşlı olurdum rahatlıkla… Süleyman Seba döneminde büyüdüğüm için…
Onu da kaybettik… Türk futbolu bana göre yaşayan son örnek
insanını kaybetti. Bundan sonra da böyle bir isim görmek çok zor olacak…
Şanssız bir insanmış Süleyman Seba ki yaşamının son
yıllarında futbolumuzun içine düştüğü iğrenç durumu gördü. Kendisi bir yönetici
profili çizmişken bir de son yılların yönetici profilini izledi. Kahrolmuştur…
Efendiliğinden susmuştur…
Şimdi cenazesi tıklım tıklım olacaktır…
Hani şöyle bir düzenek olsa… Futbol dünyasından haketmeyenleri
saptayıp cenazeye almayacak bir düzenek… Sizce kaç kişi girebilirdi cenazesine?
Kaç kişi acaba onu anlayarak futbol dünyasında yer aldı?
Kaç kişi ne kadar hizmet ederse etsin, rahmetli olduğunda Süleymen
Seba gibi, arkasından ülkenin tümünün ağlayacağına inanır?
Kaç kişi Seba’dan bir nebze insanlık, efendilik ve
idarecilik, bir de dostluk örnekleri almayı düşünüyor şu an?
Kusura bakmasın Süleyman Seba… Sanırım 14 yıl Türkiye’nin en
önde kulüplerinden birinde örnek başkanlık yaptı ama kimseye örnek olmayı
başaramadı. Çünkü sonrasında insanların hedefi şaştı, hırsı şaştı… ‘İkincilik
de neymiş’ derken maddi çıkarlar ön planda yer almaya başladı. ‘Benim kulübümü
sevmeyen ölsün’ diyenler oldu sporumuzda. Hırsı uğruna kulübünü kaosa
sürükleyenler… Neler neler oldu yıllardır.
Ama bir Süleyman Seba çıkmadı… Artık çıkmaz da…
Beşiktaşlılar da düşünsün. Zamanında Beşiktaş tesisleşmede öncüydü,
hem de o dönem şartlarında. Bıraktı. Sonra Beşiktaş hem sahada, hem de dışında
hep geri plana düştü… Kimse kusura bakmasın… Seba son derece onurlu bir şekilde
gittikten sonra Beşiktaş bir daha o Beşiktaş’ın yanına bile yaklaşamadı…
Seba gitsin bile dendi… Gitti… Ama Ahmet’ler Mehmet’ler
hiçbir işe yaramadı sonrasında…
Gidişi de örnekti… Kendince kulübüne zarar verdiği anda
gitmeyi de bildi… Ve öncelikle bu nedenden ötürü hep ‘Büyük Başkan’ kaldı, öyle
de kalacak…
Gerçekten… Onun yüzüne bakmaktan utanacaklar… Cuma şöyle bir
etrafınıza bakın… Gün geldiğinde onların da yüzüne bakmaktan utanmamak için…
Süleyman Seba’yı bir kez daha içinizde tartın…
Sporumuz artık örnek insansız kaldı… Böyle de yaşamayı
öğrenmeliyiz…
Başımız sağolsun…