Bu yıl da medyadaki birçok isim için son derece tatsız geçti… Mesleki
zevkin zaten sona erdiği, sadece geçmişten gelen alışkanlıkla geçim kapısı
haline bir meslek oldu gazetecilik…
Birçok isme üzülürken yılın bu son günlerinde yine ‘tenkisat’
adı altında, yalandan ‘ekonomik sıkıntı’ gerekçesine dayandırılarak işten
çıkarılan çok sayıda isim okuduk medya sitelerinde…
Tam yeni yıl öncesinde başlarına gelen bu sıkıntı nedeniyle
herkese geçmiş olsun… Dilerim en kısa sürede yine mesleklerinin bir yerinde
kendilerini bulurlar…
Bu arada dikkatimi çekiyor… İşten çıkarılmalarda 2 tür
çalışan var… Ya 16-17 yaşlarından beri, eğitimin fazla gerekli olmadığı
yıllarda bu mesleğin tozunu sindirerek yaşamlarını bu işe adayanlar… Ya da son
yıllarda çeşitli İletişim Bilimleri Fakültelerinden mezun olanlar…
Geriye ne kaldı derseniz… Hani böyle belli bir yaşta bu
mesleğe tesadüfen bulaşanlar vardır… Onlar oldukları yerdeler… Bir ortak noktayla:
Bir beyefendiye veya gruba yakın olmaları…
Özellikle ekranlarda yüzlerini yerleştirenlere bakıyorum da…
Hayatlarında kaç idman izlemişler… Kaç maça gitmişler… Kaç spor haberleri var…
Ama bir yandan kimleri tanıyorlar… Ve sporumuza katkıları…!!!
Benim alanım spor muhabirliğiydi… Zaten okul eğitimi almış
olanlar çok azdık, iyice azaldık. Artık mesleğin ustalarını da yolluyorlar.
Bakıyorsunuz, en ufak bir geçmişi, bir eğitimi, bir tecrübesi olmayan, hiç
ortada gözükmemiş isimler gazetelerde, ekranlarda…
Benim çıkarılma şeklimi biliyorsunuz… Serhat Albayrak isimli
şahsın bir komutuyla meslek hayatım noktalanıverdi… Sonrasında da kimse kapı
açamadı bana… Çünkü bu meslekte tuhaf bir ilişki girdabı oluştu… Domino taşları
misali, tepelerde herkes birbirine yaslanmış durumda… ‘Aman başıma bir iş
gelmesin’ modunda herkes…
Bugünün patronları, müdürleri gün gelecek nasıl ‘Biz
gazetecilik yaptık’ diyebilecekler, merak ediyorum… Örneğin hakkımı asla helal
etmediğim Serhat Albayrak ve ekibi… Koskoca bir gazeteyi nasıl bir bülten
haline getirdiler…
Sonuçta… Koskoca bir mesleğe yazık edilirken yeni yıla son
dakika sürpriziyle giren arkadaşlarıma tekrar geçmiş olsun diyorum…
Her geçen yılın giderek daha da yaşamı keyifsiz hale
getirdiği bir kuşağın bireyleri olduk…
Hani derler ya… Elinizde sihirli sopa olsa diye…
İsterdim ki..
Birileri de şu medya dünyamıza dalsa… Komple tüm patronlara ‘özverili’
hizmetlerinden ötürü teşekkür edip değil medyada görev almak, gazete okuma
yasağı getirse… Yeni ve tam bağımsız, tam objektif isimlerle gazeteler, TV’ler
kursalar… Hadi çoğulunu geçtim… 2015’de ‘1’ tane öyle gazete kurulsa…. Kurulsa
da umutlansak…
Yeni yılda kimsenin iş hayatında hak etmediği tecrübeler
yaşamaması dileğiyle…