12 Mayıs 2020 Salı

Corona günleri (2)....


Şükrü Saraçoğlu Stadı… Yakın ya...
Kendimi bildim bileli tüm Fenerbahçe maçlarına gittim…
Dönüş 40 küsur  yıldır yokuş yukarı olunca sıkıntı verir…
Kışsa üşürüm… Yazsa terlerim…
Her defasında banyo…
***
Perşembe… Cumartesi… Pazar…
Asker gibiyim…
Kızımın basketbol idmanları yıllardır aynı tempoda… Haftada 3 çarpı 2 saattten 6 saat...
Severek sürdürünce bir de güzel dostluklarım oldu zamanla…
***
Emekliyim ya... Kalkar sabahları, genelde Moda’da bir turlarım… Sonra ev, yemek derken…
Üzerime bir ağırlık çeker…
Saat 16.00 oldu, üşenmem. Kalkar kızımı okuldan almaya giderim, başkası gelse de ben de giderim…
Akrabalaşmış veli grubumla keyif yaşarım…
***
Ben bunlardan hiç şikayet etmemiştim ki…
Bir de sevdiğim işler vardı…
***
Annemin doğum günü… Anneler günü…
Çıkar bir yerlere giderdik 4 kişilik dev ailemle…
U döneme denk geldi bu kez…
Daha da böyle özel günler yaklaşıyor…
***
Yokluklarını Allah aratmasın… Arkadaşlarım var, kardeşten öte…
Ayda 2-3 orada burada bir araya gelir içer, kafa dağıtırdık…
***
Eşim de olunca emekli… Hafta içi farklı değer kazanmıştı…
Kimsenin olmadığı anlarda turlamaya, yeni yaşamımıza alışmaya başlamıştık…
***
Gelince bahar ayları, gevşer gönül yayları misali…
Yine dev ailemle bu dönem yazın ne yapacağımızı düşünmeye başlardık…
Ekonomimizin ve takvimin el verdiği en uzun planlamaya girerdik… Lüks falan gözetmeden…
Ben bunlardan hiç şikayet etmedim ki.. Hiçbirimiz etmedik…
Çoğunuz da yaşamındaki detaylardan şikayet etmedi…
Ama yaşam böyle bir şey olduğunu bize en ağır şekilde hatırlattı…
2 ay oldu… Yaşamımızdan çalınan 2 ay…
Ve daha kötüsü önümüzü göremiyoruz…
Yarın ne olacak?
Yazın ne yapabileceğiz?
Kışa nasıl başlayacağız?
Hiçbirini bilemeden evlerde kös kös oturuyoruz…
Kimi dangalaklar ortalarda ahmakça gezerek belki de süreci, tüm itirazlara karşın uzatırken, biz sorumlu insanlar olarak evimizde oturuyoruz. Kaçak olarak çıksak bile kimsenin olmadığı yerlerde bedenimizi soluklandırıp dönüyoruz…
O ahmaklar… O saygısızlar… Çarşı pazar dolaşırken… Biz oturuyoruz…
Annem…
Yaşamımda en saygı duyduğum insan…
80 yaşına geldi…
65 yaş üzerine Corona nedeniyle 55 gün sonra sokak izni verdiler…
11.00 – 15.00 arası..
Yasak dediler ya, 55 gün çıkmadı…
‘Gel sana bir hava aldırayım’ dediğimde… ‘Bir polis beni durdurup bir şey dese utanırım oğlum’ diyecek kadar düşünceli biri insan..
11.10 gibi aradım, yeni çıktığını söyleyince takılayım dedim: ‘Vaktinden çalınıyor’…
‘Görmemiş miyim oğlum ben’ dedi…
15.30 gibi izninin bittiğini söyleyip evine yöneldi…
Ülkemizde bu zihniyetin yoğunlaştığını düşünün…
Kurallara saygılı… Çevresine saygılı… Çünkü kendine saygılı…
***
Nasıl bir illetse…
Hepimizin ömründen şimdilik 2 ay çaldı…
Daha da çalacak gibi…
Biz onu yendiğimizde ise…
Büyük olasılıkla önümüze mecburiyetten yeni bir yaşam çıkacak…
Çok canımız acıdı bu süreçte..
Çok canlar kaybettik..
Ama çok da şeyleri hatırlama, değerlendirme şansı yakaladık…
Mesela…
Söz konusu can olunca para pul demeden doktorlara sığınıverdik… Piyasadaki tüm sahtekarlar kayboldu, yok oldu… Varsa yoksa tıp, bilim insanları… Sığındık onlara…
Mesela…
Doğayı, tabiatı hatırladık…
Denizlerin rengi değişti… Yunuslar yaşamın parçası oldu… Balık çoğaldı…
Şimdilik giremediğimiz parkları, çevremizi yeşillik bastı… Geceleri, sabahları balkona çıktığımızda içimize dolan oksijenin hazzı değişti…
Mesela…
Uçaklar, arabalar kısıtlanınca hava temizlendi… Çevre de kendine geldi. Temiz oldu her yer…
Mesela…
Kendimize iyi bakmamızın önemini hatırladık. El yıkamanın önemi çıktı karşımızsa. Vakit bol olunca okuduğumuz kitapların sayısı arttı. Bir çoğumuz da ailesiyle daha da bütünleşti…
Mesela…
Kendimizi değerlendirme fırsatı bulduk… Daha çok düşünecek zamanımız oldu… Yanlışlarımızı, doğrularımızı…
Ama…
Öküz de öküz kaldı.
O da bir gerçek!
***
Bundan sonra ne olacak, bilinmez…
Çok canlar yandı… Çok sıkıntılar baş gösterdi…
Özellikle ekonomik olarak… Çok aile darboğaza girdi, girecek de…
En acı taraflarından biri bu…
Elele verip kurtulmaya çalışacağız…
Yardımlar yetersiz kaldı, çünkü lüksü seven bir yönetim modelindeyiz yıllardır…
Kenara koyulan paralar yetersiz kaldı, çünkü lüksü seven bir toplumuz yıllardır…
Artık bunların öneminin olmadığını anlayıp daha mütevazi ama garanti bir yaşam modeline girersek…
Belki bundan sonra farklı olabilir…
Yoksa…
Bugün Corona… Yarın başkası…
Her darbede böyle yakalanırız…
Bir maskenin peşinde koşar hale düşeriz…
Bundan gayri..
Hep beraber üretim ve eğitimden başkasını düşünmek insanoğluna yakışmaz…


Hiç yorum yok: